“Acaba ağaçtan, ottan ya da uçamayan böceklerden filan bir yerden sevmeye başlamış mıydım? Bir yerden sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar? Bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye yeniden başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.”
İnsan tam olarak kaç yara sonrasında tamamıyla iyileşir? Kaç defa yaralandıktan sonra artık yaraları acıtmamaya başlar? Yoksa her yeni yara, eskisinden daha çok mu acıtır? Her yaralandığında eski yaraların da acısı eklenir mi yeni acıya?
Hayatı boyunca bir kez bile ciddiye alınmamış bir adamın, ciddiye alınmak isteyen bir adamın, günün birinde bir insan tarafından ciddiye alınışını fazla ciddiye almasının hikayesi…
Donyy (Richard Gadd) barmenlik yapan ama esasında komedyen olmaya tüm hayatını adamış bir adamdır. Bir gün bara Martha isminde bir kadın gelir. Hiç parasının olmadığını ve çok üzgün olduğunu söylemesiyle Donny kendisine bir içecek ısmarlar ve hikaye başlar..
Hiç sizi rahatsız eden bir insan girdi mi hayatınıza? Rahatsızlıktan kastım devamlı sizi görmeye çalışması değil; on binlerce mail atması mesela. Her anınızı takip edip sizin onsuz nefes almanıza dahi izin vermemesi… Spoilera girecek diye çok detaylandırmak istemiyorum ama Martha bildiğiniz sapık profilinin on kat fazlası.. Danny’e küçük ren geyiğim demesinden ötürü dizinin ismi de o şekilde. Devamlı küçük ren geyiğim diyip iğrenç kahkahasını atarak sahneye her çıkışında insanın tüyleri diken diken oluyor resmen.
Çok zor bir dizi.. Dizide rahatsız edici o kadar çok fazla unsur var ki illaki hayatınızın bir bölümünde sizin de başınıza biri gelmiştir. İşte diziyi bu kadar zor yapan da tam olarak bu. Boğulacak gibi hissediyorsunuz. Donny’nin yaşadığı her duygusal fiziksel istismar sizi kahrediyor. Donny ise inadına insanları güldürmeye çalışıyor. Hayatı boyunca komik olmaya çalışmış; ancak yaşadığı hayat bir dramdan ibaret olan bir adam komedi yapabilir mi?
Sevemiyor, sevildiğini hissedemiyor, sevgi nasıldır bilmiyor. Bir sahnede bir insan başka bir insanı nasıl sever ben bilmiyorum demesi laf oyunu filan değil; gerçekten bilmiyor. Çünkü hiç sevildiğini hissetmemiş, sevememiş. En çok da bu kısma kahroluyorsunuz, delicesine sevilmek ve birine ait olmak isteyen bir karakterin çırpınışı.
Kesinlikle izleyin tavsiyesinde bulunacağım bir dizi değil. Başrol oyuncusu kendi hayatını film yapmış. Birebir gerçek bir hikayeyi bizzat yaşayandan izliyorsunuz. Kalbiniz, ruhunuz kaldırabilecekse izleyin. Yoksa, boş verin. Benim kalbimi acıttınız Donny, Martha, Teri..
Sevgiler..
Bir yanıt yazın