“Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.”
Kalbimi kıran bir diziyle karşınızdayım. Başından esasında nasıl bir dizi olacağını biliyorduk da gene de bu kalbimin kırılmasına mani olamadı. O kadar hayatın içinden bir hikaye ki anlatılan. Yaşanılan tüm hayal kırıklıkları tanıdık geliyor, aa bu bana da olmuştu diyorsun. Karakterler ağlarken sen de ağlıyorsun ki o esnada döktüğün gözyaşları karakterler için değil. Bildiğin senin hayatını anlatıyor. Eskrim yapman da gerekmiyor hikayeye dahil olman için haber spikeri olman da. Ne iş yaparsan yap illa ki hayallerin kırılmıştır, illa pes ettiğin devam etmek için kendinde hiçbir güç bulamadığın anlar olmuştur, illa ki sevdiğin insanlar tarafından ihanete uğramışsındır, illa ki birinin ilk tercihi olamadığını öğrenip yıkılmışsındır, illa ki çünkü hayat tam olarak böyle bir şey..
“Hayallerin ulaşılmaz göründüğü bir zamanda büyük tutkuların peşine düşen genç bir eskrimci, yaşamını yeniden kurmak isteyen çalışkan ve genç bir adamla tanışır.” diye tanıtmış Netflix. Bir eskrimci ile bir spor spikerinin yavaş yavaş birbirine akması aslında anlatılan.. Usul usul, sindire sindire.. Benim bu kadar keyifle izlediğim, bu kadar sevdiğim çok dizi olmamıştır, bir elin parmaklarını geçmez. Bu diziye hayran oldum. Oyuncularından tut da müziklerine kadar…
Dizinin ismi karakterlerin birbirine aşık olduğu yaşlarından kaynaklı. Peki kim bu karakterler?
Dizi başrol kadın karakterin Na Hee Do (Kim Ta-ri) kızının annesinin günlüğünü okumaya başlamasıyla başlıyor. Zaman geriye doğru akıyor ve annesi artık bir lise öğrencisi. Annesinin eskirimde bir yerlere gelmek için ne kadar büyük çaba harcadığına bizzat şahit oluyorsunuz. Öyle bir tutku öyle bir çaba ki hayran oluyorsunuz. Her maçında yarışan sanki sizsiniz. Kazandığında kılıcıyla zıplayan, çığlık atan da sizsiniz. Kaybettiğinde hüngür hüngür ağlayan da en çok siz.. Bir karakter bu kadar seyirciyi kendisine aşık edebilir! Başka birisi olsa özdeşleşemezsiniz sanmıyorum, Kim Ta-ri farkı hep!
Başrol erkek karakterimizi de Nam Joo Hyuk canlandırıyor; Baek Yi Jin olarak karşımıza çıkıyor. Zor bir hayatla baş etmeye çalışan, haber spikeri olmak için inanılmaz koca bir tutku sahibi beyefendi. Ben bu çocuğu çok seviyorum, kimileri rolüne yakışmadığına dair yorumlar filan yapmış; ancak bence cuk oturmuş bu role. Kim Ta-ri ile uyumu da muhteşem, dizi bu kadar sevildiyse bu ikili sayesinde zira.
Yan karakterlerde de çok nevi şahsına münhasır tipler vardı. Onları uzun uzun anlatmayacağım ama diziyi izlenebilir kılan faktörlerden bir başkası da bu yan karakterlerdi.
Peki aşk her şeyi affeder mi? Aşk mı kariyer midir insanı insan yapan? Peki ikisinden birini seçmen gerekse aşkı mı seçersin, ilmek ilmek ördüğün kariyerini mi? İkisi olmadan yapamıyorsan şayet?
……
“Ve anlıyorum ki ağlayan birinin sadece sarılmaya ihtiyacı vardır. Seni özledim, özlüyorum ve de özleyeceğim. Her şeyi geriye atıp tüm söyleyemediğim cümlelerimi söylemek isterdim. Biri o an dünyayı bizim için durdursaydı, kelimeler dolusu sarılmak isterdim. Sadece bir dakika, ihtiyacım olan..”
İlk aşk temalı dizileri, dönemsel dizileri sevenlerin bayıla bayıla izleyeceği bir tatlış kdrama. Benim kıymetlilerimden oldu şimdiden. Bakalım siz sevecek misiniz?
Sevgiler.
Bir yanıt yazın