MY GOLDEN LIFE

 “Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartakus kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri’ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri’nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine…”

Netflix’te yer aldığını görünce izleme kararı aldığım, ismini cismini hiç duymadığım bir dizi ile karşınızdayım! Netflix’te olmasının yanında Park Si Hoo’nun da başrol olduğunu görünce 52 bölüm olmasını filan önemsemeden izleyeyim bari dedim. İyi ki izlemişim ya da keşke izlemeseydim dediğim bir dizi olamadı lakin. Orta karar bir diziydi ve cidden 16 bölümde anlatılabilecek bir olayı 52 bölüme yaymak kimin fikriydi bilmiyorum da sana yazıklar olsun her kimsen. İçim şişti resmen, bitse de gitsek artık modundaydım. Ama bir daha diyorum; keşke izlemeseydim dediğim bir dizi değil; keşke bu kadar uzun olmasaydı denilecek bir dizi. Neden? Hadi geçelim o zaman konuya.

Seo Jian ( Shin Hye-sun) önceleri ekonomik anlamda iyi bir hayatı olan; ancak sonrasında babasının iflasıyla zor şartlarda yaşamaya çalışan bir hanım kızımızdır. Güzel de bir ailesi vardır.

Choi Do-kyung (Park Si-hoo) ise ailesi sayılı zenginlerden biri olan, kendi şirketlerinde başkan yardımcılığı yapan bir yakışıklı beyefendimizdir.

Bu ikilinin yolları bir şekilde kesişir. Sonra kader ağlarını öyle bir örer ki kardeş çıkarlar, sonra kardeş değiller midir acaba diye dolanırsınız, sonra başka başka olaylar filan tey tey. 52 bölüm dedik, o bölümler bir şekilde dolacak değil mi?

Özetle fakir bir aile ile zengin bir ailenin savaşını izliyoruz. Filler tepişirken ezilen8 hep çimenler olur. Çimen bu dramada Jian.. Ezilmekle kalmıyor, paramparça ediliyor, parçaları her yere dağılıyor. Kendisini toparlamak için attığı her adımda aynı ayakların altında defalarca eziliyor. Çok dramatikti gerçekten bu kızın yaşadıkları. Ve her ne kadar şeklini şemalini sevmemiş olsam da harika bir oyuncu gerçekten Shin Hye-sun. Hüzün bu kadına aşırı yakışıyor, birileri de bunu görmüş olacak ki bol bol ağlattılar kadıncağızı.

Çok detaya girmekten kaçınıyorum; dizi keyfinizi murdar etmemek adına. Ancak böyle üstün körü de anlatılınca eksik kalıyor darda kaldım=) Birazcık çaktırcam artık bir şeyler, affedin beni.

Choi Do-kyung, Jian’a deli gibi aşık oluyor. Normalde dramalarda gördüğümüz gururlu erkek rolleri var ya onları hep unutun. Tüm gururları onlar almış olacak ki bizim Choi Do-kyung’da zerre gurur kalmamış. Kız çıkma karşıma, görüşmeyelim, senden nefret ediyorum, karşılaşsak da yabancı gibi olalım vb. neler neler dediyse de etkisi olmuyor. Dramalarda çok aşina olduğumuz bir erkek karakter değil bu bakımdan. Gerçekten sevgi mi, takıntı mı, ne bilmiyorum; ama ben bu kadar istikrarlı seven bir adam görmedim. Helal olsun. Ama itiraf etmeliyim ki 32 dişi ile devamlı gülümsemesi benim sinirlerimi bozuyordu=) Bir de kıza diyor ki hiç gülmüyorsun bana. Senden sıra mı geliyor paşam?

Jian da sinirlerimi ara ara bozdu. Kendisine bu kadar ket vuran bir karakter de görmedim. Tamam genelde Koreli kızlarımız yurtdışına gidip senelerce kendilerini sevdikleri adamdan uzaklaştırmaya filan çalışır, bu konuda oldukça dirayetlidirler filan da, Jian’ınki cidden beni hasta etti. Sahneler çok gereksiz uzatılmış dedimdi ya tam olarak bu kapris sahnelerinden bahsediyorum. İçim şişti. Neyse ki drama bitti, kapris bitti=)

Yan karaterler çok tatlıydı bu arada. Jian’ı seven çocuk olsun, Jian’ın ikizi olsun oy oy diye izledim sahnelerini=) Tamam dram dizisi de içimizi deşmenin de ne gereği var bu kadar? Biraz da gülümsetelim izleyenleri demiş olacaklar ki bu karakterleri serpiştirmişler diziye=) Aferin.

Choi Do-kyung’un dedesi var bir de yan karakterler deyince. Sen ne lanet, ne pis, ne mendebur bir adammışsın yaa. Tüm dizi boyunca lanet ettim adama. Sahneleri geldiğinde elim ayağım titredi sinirden. Pis.

Jian’ın babası var bir de. Bu abi cidden çok popüler, epey dizide gördüm kendisini. Ama bu dizide oyunculuğu devleşmiş. İçimi yaktı her sahnesinde. Ailesinin onuru için savaşması, ailesine sevgisi, ailesi mutlu olsun diye kendi hayatını ve isteklerini yok sayıp kendi istediği yaşamı değil de kendisine biçilen hayatı yaşamaya çalışması bana çok dokundu. Kurtuluyorum diye kahkahalar attığı sahnede gözlerimin dolması hep bundan. Güzel adamdı, güzel…

Sonuç olarak dram dolu bir aile dizisi. Orta karar bir dizi. Boş vaktiniz varsa izleyebilirsiniz. Kore’de çok sevilen bir dizi de sanırım. Başrollerin uyumu özellikle çok sevilmiş. İzleyip kendi kararınızı verin artık=)

Sevgilerimle.