(Arkadaşım Olacaksın! )
“Onu, her şeyi terk ederek, her şeyi göze alarak, yaktığım gemilerde ben de yanarak, yıktıklarımın enkazı altında ben de kalarak sevdim. Hiçbir şeye akıl yetiremeyen çocukların berrak sevinciyle sevdim onu, ömrümün bundan sonrasına dair kuş gözü kadar bir ayrıntıyı dahi merak etmeyecek kadar mutlu olarak sevdim onu, gördüğüm o ile göremediğim o arasındaki uçurumları hesaba katmayarak sevdim…”
Başrollerde Hindistan’ın Mehmet Ali Alabora’sı Hrithik Roshan, Rani Mukherjee ve Kareena Kapoor’un rol aldığı bir Hint yapımı film. Türkçe çevirisi de değişik değişik; Arkadaşımın Olacaksın, Arkadaşım Olacaksın, Arkadaşım Olur Musun vb çevirmişler, seçin dilediğinizi=P Niye izledim böyle bir filmi? Rani abla faktörü. Kendisini sevdiğimden, bi’ de Hrithik varmış, ay Kuch Kuch Hota Hai’ye benziyormuş filan diye reklamını yapan eş dost olunca dur izleyeyim bakalım dedim; ama itiraf etmem gerekirse gerçekten çok zor bitti. 2.5 saatten fazla sürmesi değil mevzubahis; rutinliği. Bi’ de Kareena faktörü herhal. Niyeyse sevemedim bu kadını bir türlü.
Yazdığım filmler genelde sevdiğim filmlerdir. Sevdiğim şeylere zaman ayırmayı severim; ama bu sefer ben yandım eller yanmasın diye yazayım istedim. Gerçekten bomboş bir filmdi onca ünlüye rağmen.
Şimdi filmdeki karakterlerin isimleriyle konuyu anlatmaktansa gerçek isimlerini kullanmayı tercih ediyorum bu kez üşengeçliğim tuttu=) Rani, Hrithik, Kareena ilkokuldayken aynı sınıftalar. Bizim esas oğlan Kareena’ya aşık. Lakin Kareena’ya göre lay lay lom aşklar =) Rani de Hrithik’e platonik aşık. Bir gün esas oğlan Hindistan’ı terk edip yurtdışına taşınmak durumunda kalıyor ailesiyle. Yalnız gitmeden önce Kareena’ya mail vb yollarla görüşmeyi sürdürebilmeleri için ricada bulunuyor. Rani’yle ise sadece şöyle bi’ vedalaşıp ayrılıyorlar. Lakin Kareena’nın çok umrunda olmayan bir çocuk olmasına rağmen, çocuğu seven başka bir kız varken çocuğun yurtdışından gönderdiği mailler cevapsız kalır mı? Rani bunun için var!
Sonra zaman atlanıyor; kızlarımız artık birer genç kız, oğlanımız ise artık bir delikanlı. Ve oğlumuz Kareena tipindeki Rani’ye aşık. Yıllardır iletişimde kaldığı kişiyi Kareena sanıyor ve zaten tipini beğendiği insanın karakterine, zevklerine, yazışına da aşık oluyor. Ki bilmediği bir şey var; hayallerindeki o insan, her şeyiyle beğendiği o insan, aslında Rani.
Yıllar geçiyor demiştik; delikanlımız Hindistan’a geri dönüyor ve küçükken kendisini sevmeyen Kareena, karşısında Hrithik’i görünce elbet aşık olması kaçınılmaz oluyor. Bir de Rani sayesinde yıllardır iletişimde kaldığını da öğrenince ne yapsın? Kendisi için diğerlerinin çizmiş olduğu bu kadere bodoslama atlamayı tercih ediyor.
Bir insan konuşmadan, aksanını bilmeden ne bileyim gülüşünü duymadan sevilir mi? Bir insanı tamamıyla yazılarından yola çıkarak tanıyabilir misin? Aşk sadece dille alakalı bir şey olsaydı dilsizler nasıl sevebilirdi ki denmişti bir filmde. İşte burda o kısım olaya giriyor ve Hrithik kankam modunda gezdiği Rani’yi Kareena’dan daha iyi tanıdığını fark etmeye başlıyor. Yıllardır yazıştığı insan yerine; hiç konuşmadığı, tipini dahi hatırlamadığı bir insanı daha yakın hissetmesi anormal değil mi? O da öyle düşünüyor vee..
İşte tam bu noktadan filme giriş yapıyoruz, aşklar entrikalar, kıskançlıklar, gerçek aşk, arkadaşlık mı aşk mı üstün gibi bir çok konuya dalış yapıyorsunuz. “Ruhumu nasıl tutsam da, seninkine değmese?” misali ortalıkta dolanan Rani tarafından bakılınca olaya; bir yanda en sevdiğiniz arkadaşınız; diğer yanda kendisinden başka kimseyi sevemeyeceğini anladığınız “o”.. Tercihiniz kimden yana olur? Kim daha çok yara alır? Peki siz bunca aradayken, mutlu olma ihtimaliniz var mıdır?
Öyleyken böyle.. Romantik bir film izleyeyim, böyle beynim yorulmasın zerre, güzel insanlar olsun başrollerde, gırgır şamata, kimi kimi dram filan diyorsanız doğru filmdesiniz! Beklentiniz yüksekse açmayın bile bu filmi diyorum. Ama sabun köpüğü misali ise tercihiniz izlenir. Başında epey yermeyi planlarken yergiye yer vermemem de değişik oldu; ama sevmediğim bir filmdi diye sona bari bir daha not düşeyim. Tercih sizin.
Sevgiler..
Bir yanıt yazın