Mianhada, Saranghanda-MİSA
(I Am Sorry I Love You)
(Üzgünüm, Seni Seviyorum)
“Moo-Hyuk: Tanrım… gerçekten varsan, sana bu sözü veriyorum. Eun-Chae’nin kalan günlerimde yanımda olmasına izin verirsen… Kalan günlerimi bu kadınla geçirmeme fırsat verirsen bana… Her şeye bir son vereceğim.. Kinimi, öfkemi bir kenara atacağım ve huzur içinde öleceğim. Tanrım sana söz veriyorum… “
Kore dünyasına girizgah yaptığım ilk göz ağrım, ilk dizim olmasının yanında efsane olan bir diziyi anlatmadan geçmeyi istemedim. İzlemeyen kalmış mıdır bilmiyorum ama=) İsmi bile insanı izlemeye iten bu dizi izlenmez mi? Romantizmi, dramı sonuna kadar yaşayacağınız, epey bir süre etkisinden kurtulamayacağınız; bir süreliğine polyanna olmanıza neden olacak bir dizi mevzubahis. Boğazınızdaki yumru bir müddet sizi terk etmiyor, her ne kadar bildiğiniz bir gerçek dahi olsa üzülmekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Demiştim bir daha diyorum; bir dram bekliyor sizi en ağırından. Ama dram var diye es geçildiği takdirde, hiç haberdar olunamayacak etkileyici bir hikayeyi de harcamış oluyorsunuz. Dramdan nefret eden bir insan evladı olarak harcanmaması tavsiyem olan bir dizi deyip konuya geçeyim artık.
Hayata bir sıfır geriden başlayan insanlar vardır. Kaybetmeye mahkum bir geleceğin kendilerine hazırlandığını fark etmeleri için midir; yoksa geleceğini değiştirmesi için bir uyarı amaçlı mıdır bu yenilgi bilmiyorum, ama ana karakterimiz geleceğini değiştirmektense yenilgisine neden olanlardan öç almayı seçenlerden; Mu Hyuk (So Ji Sub) namıdiğer Ajushi.
Ailesinin kendisini çocukken terk etmesinin sonucunda Avustralya’ya evlatlık verilmiş, kendi çabasıyla hayatını idame ettirmeye çalışan bir adam. Pis işlere bulaşmasının yanında, çok sevdiği bir kadına da sahip. Mutsuz olduğunu fark etmesi ise sevgilisinin kendisini terk edip başka bir adamla evleneceği haberini almasıyla başlıyor. Eski sevgilisinin düğününe katılıyor ve kadının eşinin düşmanları eski sevgilisini silahla vuracakken, kendisini eski sevgilisine siper ediyor ve kafasından vuruluyor. Beyninde bir kurşunla bir süre anca yaşayabileceğini öğreniyor ve bundan sonraki gayesi kendisini terk eden ailesinden intikam alıp rahatça ölmek! Her ne kadar serseri, acımasız, vahşi bir adam olsa da kendisini başka bir adam için terk eden bir kadına siper olabilecek kadar da yüce gönüllü bir adam. Sevgisi, hayran olunacak kadar büyük. Ki So Ji Sub ya hu daha ne olsun! Bakışlarına zeval gelmesin yarebbim. Adam cidden Kore’nin en iyi oyuncularından biri şüphesiz. Başka biri oynayamazdı Mu Hyuk’u; oynasaydı bile aynı etkiyi bırakmazdı, bu kadar sevilemezdi şüphesiz.
Diğer yanda bir sevilen olmalı; Eun-Chae (Im Soo Jung) namıdiğer taş kafa. Çocukluktan beri birlikte büyüdüğü, menajerliğini yaptığı ünlü şarkıcı Choi Yune’a (jung kyung ho) aşık bir genç kız. Ailesi ise sevdiği çocuğun yardımcısı, hizmetlileri. Başından beri imkansız bir aşk; platonik olmaktan başka türlüsü olamayacak bir ilişki. Dünyalar sevimlisi, kalbinin iyiliği insanı şaşırtacak derecede fazla, en nefret ettiği insanlara bile kin duyamayan, kötülük eden kötülük bulur nasılsa ben iyi olayım düsturunu benimsemiş bir güzellik kendisi. Film bu kadar etkilediyse hep bu kızın gözyaşlarından, ajusshi diye ağlayışlarından… Cidden iyi bir oyuncu kendisi de.
Neyse, tesadüf eseri Mu Hyuk ile yolları Avustralya’da kesişiyor ve Yune’un annesinin Mu Hyuk’un da annesi çıkmasıyla yolları bir daha ayrılmamak üzere birleşiyor. Tabi Eun Chae bilmiyor bu durumu; intikam almak için aileye yanaşmış olan Mu Hyuk kendisi için tee Avustralyalardan geldi zannediyor. Saf demiştik di mi ?=) Ve hikaye başlıyor..
Mu Hyuk’un gerçek manada saf kız kardeşi ve onun çocuğu, annesi, Eun Chae’nin ailesi, Yune, Yune’un sevgilisi o bu derken bir çırpıda bitiveriyor dizi. Size kalan boğazda bir yumru. Genelde dram izledikten sonra pişmanlık duyarım ne gereği vardı mealinde. İlk defa iyi ki izlemişim dediğim bir yapım oldu bu. Hüzün bir drama olarak ifade edilseydi; en çok bu diziye yakışırdı şüphesiz.
Her bölümde bayıldığım sahneler var; birini anlatsam diğeri yarım kalacak ama iki sahne çok etkileyiciydi özellikle, anlatmazsam içimde kalır. Spoilera girecek burdan sonrası; “Duyduğuma göre dünyada en acınacak insanlar hiç hatıraları olmayanlarmış. Eğer çok güzel bir hatıram olsaydı, sanırım hayatım boyunca o hatıraya minnet duyar, mutlu olurdum.” diyen bir Eun chae. Yanında ise sevdiği kadına hatıra bile bırakamayacak kadar seven bir adam; Mu Hyuk. Eun chae, Mu Hyuk uyurken bayımın gözleri, bayımın burnu, bayımın suratı diye tek tek fotoğraflarını çekiyor. O gittikten sonra unutmamak için onu. Mu Hyuk ise o fotoğrafları kızın haberi olmadan siliyor. Kızın fotoğrafların hepsinin silindiğini gördüğü andaki ağlayış sahnesi çok efsaneydi. Çok vurucuydu. Hele hele saranghae ajushii, saranghae, saranghae diye ağladığı sahne ki of. Taş olsa çatlardı yeminle, adam çatlamadı.
Bir diğeri de Mu Hyuk’un yeğeni ve kardeşiyle yemek yediği bir sahne vardı. Bir zaman sonra yanlarında olamayacağını anlattığı sahne. Kardeşi zihinsel engelli anlamıyor dediklerinin mealini. Gözler dolu dolu Mu Hyuk konuşurken o ise yemeğiyle meşgul. Ama tam o sırada küçük çocuğun amca ölmee diye ağladığı sahne hayatımda izlediğim en etkileyici sahnelerden bir tanesiydi. Çocukça bir saflıkla sanki elindeymiş gibi dayısına ölmemesi için içten içten yalvarışı, Mu Hyuk’un o anki çaresizliği, çocuğun çaresizliği çok dokunaklıydı.
Hayatımda ilk defa kendim için bir şey yapacağım deyip yok olmayı seçen bir kadının yüce sevgisi… “Hayattayken bile öylesine yalnızdı ki, onu bu halde bırakamazdım.” diyerek sevdiği adamın yanına gidişi. İlk defa kendisini bu derece çok seven bir insanı bulup kaderinden ötürü mutlu olamayan bir adam. Çok vurucu bir dramaydı gerçekten.
Spoiler bitti.
Ağlaya ağlaya helak oldu oyuncular cidden, biz de ekran karşısında helak olduk; ama bir daha olsa bir daha izlerim dediğim ender dramalardan. Bizzat hayatın kendisini anlatıyor, çok dram yeaa diye beğenmeyenleri hayata davet ediyoruz; gençler hayat böyle bir şey! O lay lom lom hayatlar, mutlu insanlar filan çok nadir olan şeyler. Ha zaten hayatın dramlarını yeterince yaşıyorum, hayattan soğumayayım diyorsanız pek tabi izlemeyin. Ama böyle anket filan yapsalar, Kore dramaları içinde en kaliteli beş yapım içinde yer alabilecek derecede beğenilen bir yapımı harcamış olursunuz.
Filmdeki en damar şarkıyı da paylaşmazsam elbet olmaz dramadan görüntüler içermekte;
Sevgiler..
Bir yanıt yazın