Kuch Kuch Hota Hai
(Bana Bir Şeyler Oluyor)
“Gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım. Beni sevmiyordun bilirdim, bir sevdiğin vardı duyardım.”
Hint sinemasının en çok yakıştırılan çiftlerinden biri olan Shah Rkuk Khan ve Kajol’un eski bir filmi bu kez hedefimde. Shah’a olan hayranlığımı fırsatını bulduğum her yerde uzun uzun anlatmaktan sıkılmayan biri olarak burada bunu pas geçeceğim; adam kraal der susarım=) Burada Kajol’dan bahsetmek istiyorum; kendisi gerçekten sayılı Hintli güzellerinden birisi.
Ki bu filmde bunu cidden anlıyoruz; bana başlardaki Kajol tipiyle bir insan evladı gösterin ki biz bayılalım! Hele karşısında Rani olmasına rağmen! Rani Mukerji ki kendisini Black filmiyle tanıyoruz, en azından ben öyle tanıdım =) Müthiş bir güzellik abidesi; ona rağmen Kajol’un küt saçlar, erkeksi kıyafetlerle bile kendisine ciddi bir rakip olabileceğini düşünmem, sırf Kajol hayranlığından kaynaklı olamaz! Kadın cidden müthiş bir güzellik.
Rahul (Shah) ve Anjali (Kajol) üniversite hayatlarında tabiri caizse kankadırlar. Birlikte basketbol oynamak en sevdikleri faaliyetlerdendir. Rahul epey çapkın, okuldaki kızların hemen hemen hepsiyle münasebet kurmuş, yakışıklı bir delikanlıdır; lakin Anjali’ye asla arkadaştan farklı bir gözle bakmaz. O, en yakın arkadaşıdır; yeri gelir münakaşa ederler, yeri gelir basketbol maçlarında birbirlerini yerler; ama asla “kanka” sınırı geçmezler. Çünkü Anjali; Rahul’un tercih ettiği “kadın” profiline uymamaktadır. Ya da dostluğunu her şeyden önde tutmaktadır Rahul, bilemiyoruz.
Bir de duruma Anjali tarafından bakalım. Ailesinden uzakta bir öğrenci yurdunda yaşayan Anjali, aile hasretini Rahul ile dindirir. En yakını, dostu, kankası olan bu adama “erkek” gözüyle bakmamıştır; kendisini beğendirme çabası içine girmemiş, hep olduğu gibi davranmıştır. Yapmacık kadın hareketleri olsun, mini etekler- elbiseler olsun, makyaj olsun kendisine oldukça yabancıdır. Rahul’un çılgınca kadınların peşinden koşması onu çok rahatsız etmez; çünkü bilir ki Rahul’un gene dönüp geleceği yer kendi yanıdır, basketbol potalardır =P
Taa ki Tina gelinceye kadar. Tina gelince ve Rahul onun büyüsü altına girince kalbinde şimdiye kadar hissetmediği bir korku belirir; Rahul’u kaybetme korkusu.. Kalbine işte tam o an “bir şeyler olmaya” başlar.. Rahul’un, kendi kalbinde arkadaşlıktan çok öte bir konumda yer edindiğini şaşkınlıkla fark eder.
Ve Tina… Okula adımını atar atmaz kadın-erkek bütün insanların ağzı açık kendisini seyrettiği güzel kadın.. Ve elbet okulun en yakışıklııı, coool ( bak gene tutamadım kendimi=P ) adamı da kendisini fark edecektir! Peki ya Anjali’nin duyguları? Peki ya Tina, dostluklarına imrenerek baktığı bu iki insanın, dostun arasına girmeyi seçecek midir?
Filmin esas konusundan kısacık bahsederek bitirelim; Rahul’un kızının babasının yalnızlığına son vermek adına çabalarını anlatıyor. Gerisi filmde. İlk kısımlarında Kajol’la empati yapınca Shah’ın ağzına ağzına vurası gelmeyen bizden değildir! Kıyılır mı? Neyse efenim bol müzikli ki hatta okulda dışlanmamak adına şöyle patlat bir Hint müziği olayı filan var; Hint müziğine de, Kajol’a da, Shah’a da doyacağınız bir film özetle. Çok sevdim ben. Sıkılmadan izlediğim çok uzun yeaa muhabbeti yapmadığım ender Hint filmlerinden oldu.
Ha unutuyordum bi’ de Salman Khan efsanesi de filmde konuk oyuncu. İtirafımı da edeyim; kendisinin yer aldığı ilk ve tek filmim bu oldu. İleride izler miyim bilmiyorum ama burada oyunculuğu çok zayıftı; beğenemedim. Ama fiziki olarak maşallah diyoruz.
Son söz pek çok ünlüyü bir araya getirmiş, Hint sinemasının efsane filmlerinden birisidir; klasiklerdendir. İzlemenizi tavsiye ederim.
Sevgiler..
Bir yanıt yazın