“Onu niçin seviyorsunuz, Miss Cathy?”
“Amma da saçma soru! Seviyorum… bu yeter.”
“Yoo, Miss Cathy; niçin sevdiğinizi söylemeniz gerek.”
“Peki öyleyse. Yakışıklı olduğu için, yanında bulunmaktan hoşlandığım için.”
“Kötü,” dedim.
“Sonra, genç ve neşeli olduğu için.”
“Bu da kötü.”
“Sonra, beni sevdiği için.”
“Bunun ise hiç değeri yok.”
“Sonra, ileride varlıklı da olacak; bu yörenin en gözde hanımı olmak hoşuma gidecek, böyle bir kocam olduğu için övüneceğim.”
“Bu hepsinden de kötü. Peki, şimdi de, onu nasıl seviyorsunuz, bunu söyleyin bakalım?”
“Herkes nasıl severse. Saçmalıyorsun, Nelly.”
“Hiç de saçmalamıyorum. Anlatın.”
“Ayağının bastığı yeri, onu saran havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her sözü seviyorum. Her halini, her davranışını, baştan ayağa her şeyini, her şeyini seviyorum, işte bu kadar.”
Bir insanı neden seversiniz? Görüntüsü mü hoşunuza gider sadece? Çevrenizde görüntüsünden daha çok hoşlanacağınız insanlar vardır ama? Sizi sevmesi mi hoşunuza giden yoksa? Sizi seven başka insanlar da bulursunuz ama. Başka? Size çok benzemesi? Sizden çok farklı olması, yüz seksen derece zıt bir karakterinin olması belki de çeken? Ya da her şey. Dünyanın dönmesi onun sayesinde diye. Aldığınız nefes onun sayesinde diye. Yaşama tutunma nedeniniz diye. Her yeni güne onu görecek olmanın verdiği mutlulukla uyanma sebebiniz diye. Sevginin belki de hiçbir nedeni yok. Varlığı bir insanı sevmeye yeter belki de. Başlayalım mı? Gene bir Netflix sayesinde izlediğim dizi ile karşınızdayım. Çok eski bir dizi amamben ancak fırsat buldum izlemeye, Netflix’te dolanırken aa neymiş bu bakayım diye başlayıp 2 günde bitirdiğim harika bir dizi ile kaşınızdayım!
Yoo Shi Jin ( Song Joong Ki) alanında muhteşem bir askerdir. Gözünü kırpmadan en zorlu görevlere atlar, hayatını tehlikeye atmaktan bir an bile çekinmez. Mevzu vatansa gerisi teferruattır. Herkesin takdirini almış saygın bir askerdir. Gözüpektir, cesurdur, korkusuzdur, zekidir. En kritik anlarda esprilerle kritik anları normalleştirme gibi bir alışkanlığı vardır. Ki neden, sadece çevresindekileri rahatlatma çabası değildi bence; kendisinin de stresli anlarda rahatlamaya ihtiyacı oluyordu ve bunu ortamı komiklikler, şakalarla ısıtarak yapmaya çalışıyordu. Bir nevi savunma mekanizması. Ölüme atlamaya asla çekinmez demiştim di mi? Bir gün hikayesine bir kız dahil olmaya başlıyor ve hayatta kalmaya özellikle dikkat etmesi gerektiğini fark ediyor ve delicesine çabalıyor bunun için. Giren kız da Kang Mo Yeon(Song Hye Kyo) ! Diziden sonra evlendiler bu arada hemen magazin de sıkıştırdık; ama dizideki kimyaları o kadar muhteşemdi ki evlenmeseler bile birlikte olmuş olduklarını tahmin edebilirdik=) Sonra boşandılar gerçi ama neyse=/ Koreli aktörlere yeri gelmiş buradan evlilik teklif etmiş olabilirim, hayranlığımı sıklıkla dile getirmiş olabilirim ama bu adam resmen bir ilah! O üniforma başka bir insana asla bu şekilde yakışamaz. O gülüş, o kahramanlık pozları filan tey tey. Herkesin evinde bir Song Joong Ki gerçekten olmalı. Yeminle olmalı. Ciddi olarak sorgulamak istiyorum bu insan evladı insansa diğerleri ne? Hakikaten neyiz biz? Öhöm neyse hayranlığımın derecesini kelimelerle ifade edemem, yetersiz kalır. Dizi kötü bile olsaydı ben yere göğe sığdıramayacaktım bu adam yüzünden. Objektifliğime leke sürdürdü=P
Kang Mo Yeon(Song Hye Kyo) tarafına geçelim bir de. Özel bir hastanede doktor olarak çalışan; ancak bir nedenden ötürü Urk denilen yere sürgün gönderilen bir doktor ablamız. Şans bu ya, daha önce tanışıp kısa bir flört döneminden geçip ayrılmak zorunda kadığı Song Joong Ki de orada askerlik görevinde olmasın mı? Urk denilse de çekimlerin yapıldığı yer dibimiz arkadaşlar. Yunanistan. Ve hayran olunası bir güzellikmiş gerçekten. Urk’taki sahneleri çok eğlenceli olduğu gibi çok da dramatik sahneler vardı. Song Joong Ki en başından aşkını itiraf edip kız ne kadar reddetse de her daim peşinden koşarak bizim de gönlümüzü çaldı. Kızın neden tereddütte kaldığını da çok iyi anlayabiliyorsunuz. Sevdiğiniz bir insan var. Sizi de çok seviyor. Hatta vatanı olarak görüyor sizi. Vatanından dahi kutsalsınız. Bir asker için bundan daha ötesi yok. Ancak her gün ona bir şey olacak mı korkusunu yaşamak… Her gün acaba bugün öldü mü diye korkuyla cebelleşmek… Gittiği gizli görevleri size söyleyememesinden ötürü devamlı yalanlar söylediğini bile bile yalanlarına inanır görünmek… O olmasa yaşayamam dediğiniz adamı her gün ölüme göndermek… Ciddi olarak kimsenin tahammül edemeyeceği bir şey. İnsan empati yapmaya dahi korkuyor, itiraf edeyim. Bu nedenle kızın süründürmesi çok normaldi.
Dizide bir de yan karakterlerin aşkları var. Oldukça yer kaplayan, benim çok sevemediğim=) Kim Ji Won& Jin Goo canlandırıyor. İkisi de ünlüler ama bayıldığım tipler değiller. Onların bölümlerine odaklanarak izlemedim açıkçası. Karşımda Song Joong Ki bakışları varken hiçbir şeye odaklanabileceğimi düşünmüyorum=P
Dizide mantık hataları yok muydu? Vardı. Yoook artık, bu kadar da olmaz dedik mi? Dediiiik. Bunlardan başka ülkeyi kurtaracak insan yok mu yeaa diye dalga geçmedik mi? Geçtiiiik? AMA SEVDİK Mİ? ÇOOOOOK.
Yayınlandığı dönemde Kore’yi kasıp kavuran, ödülleri toplayan, Secret Garden’ı yapan bir insanın dizisi olması bile izlemek için yeterli bir kriter. İzleyin, en azından aşık bir asker nasıl olur, onu görürsünüz. Her bölümünü keyifle izleyeceğinize eminim. Son birkaç bölüm gereksiz uzatılmış olsa da severek izlediğim bir diziydi.
Sevgilerimle…
Bir yanıt yazın