Cunning Single Lady
“Bir gün bana: “Onu dinlemeseydim keşke, dedi. Çiçeklere kulak asmamalı. Onları seyretmeli, koklamalı sadece. Benimki, gezegenime mis gibi kokular saçıyordu; ama ben tadına varamadım. Şu kaplan meselesine canım sıkılacağına gülüp geçmeliydim…” Daha da açılarak: “Hiçbir şey anlayamadım,” dedi. “Söylediğine değil, yaptığına bakmalıydım. Kokular saçıyor, içimi açıyordu. Ne diye bıraktım gittim onu! Nazlandığı halde beni sevdiğini anlamalıydım. Çiçeklerin bir günü bir gününe uymaz. Ama ben gençtim, toydum, sevemedim onu.”
Gençken, henüz gerçek dünyayla tanışmamışken sahip olduğunuz sevginizle, dünyayı ele geçirebileceğinizi bile düşünebilirsiniz. Hayatınız boyunca karşınıza çıkacak tüm güçlükler, engeller sevginiz sayesinde hemencecik hallolacak gibi gelir. Sırf sevgiye, aşka endeksli bir hayat yaşadığınızdan mıdır; yoksa aşkın gözünün cidden kör olmasından mıdır bilinmez. Sonra boom! Geçim sıkıntısı, iş güç, arkadaşlar derken sadece sevginizin yeterli olmadığını fark edersiniz. Ve bir yol ayrımına gelirsiniz; aşkınız vs hayatınız.
Başrol kadın karakterimiz işte bu yol ayrımında hayatını seçen bir kadın; Ae Ra (Lee Min Jung). Gençken primadonna! Herkes hayran kendisine ohoo; ama o ne yapıyor? Dış görünüşüne çok da önem vermediği, kendisini gerçekten seveceğine inandığı, zeki ve ileride başarılı olacağı garanti olan bir çocukla evlenmeye karar veriyor; Jung Woo (Joo Sang Wook)! Peki ya garanti diye düşündüğü şeyler hayal olarak kalırsa?
Jung Woo, mühendislik okuyan, zeki, çalışkan, başarılı olacağı kesin çekingen bir çocuk. Birdenbire hayatına hiç ummayacağı kadar güzel, sevimli bir kadın giriyor ve dahası kendisiyle ilgileniyor! Dahası Jung Woo, kendisine rahat bir hayat sürdüreceği garantisini verip nikahı da kıymaz mı! Her şey romantik komedi modunda ilerlerken hayatı istediği gibi gitmemeye başlıyor; başladığı her iş elinde kalıyor. Oldukça başarısız bir iş hayatı sonucu evliliği de çıkmaza giriyor ve mutluluk kısa sürüyor.
Esas hikayemiz de işte tam bu aşamada başlıyor. Ae Ra; zor şartlarda üç kuruşa muhtaç bir şekilde yaşamasına neden olan başarısız eşiyle boşanmalarından sonra çok çok başarılı olup bir şirketin ceosu olduğunu öğrenirse ne yapar? Yeniden birlikte olmak için elinden gelen her şeyi yapmaz mı? Ya eski eşi kendisinden artık haz etmiyorsa, dahası kendisine patronluk taslıyorsa? Burnundan fitil fitil getirmez mi? =)
Olaya hemen diğer taraftan bakalım; başarısız olduğu dönemde yanında durmayan, kendisine yardımcı olmaktan ziyade habire şikayet eden eski eşin sen başarıya başarı demezken birden ortaya çıkarsa ne hissedersin? Sürüm sürüm süründürmek istemez misin arsızı? Eveet=P Jung Woo da öyle yapıyor. Ama neticede ilk aşkı, bazen kıyamasa da =)
Pekü intikam nasıl başlar? Ae Ra’nın eski eşinin şirketinde stajyer olarak işe başlamasıyla bu oyun başlıyor; araya stajyer erkek arkadaş, patronun kızı , çatlak iş arkadaşları, problemli aileler filan girince de komedi dolu anlar, bazı bazı dramlar filan derken sımsıcak sevimli bir dizi çıkıyor ortaya. 16 bölümcük hem de. Ben çok severek izledim açıkçası bu dramayı. Romantik komedi için on numara bir dizi.
Tatluluk demişken Jung Woo’dan bahsetmesek eksik kalır çok fazla. Giant’ta filan severdik ederdik; ama bu derece çatlak bu derece sevimli rollerde görüp de bayılacağımı düşünmezdim kendisine. O nasıl bir oyunculuk , o nasıl bir sevimlilik, o nasıl bir delilik, o nasıl bir karizma, o nasıl bir yakışıklılık, o nasıl bir güzel gülümseme, o nasıl güzel ağlayış!! Adama resmen ba-yıl-dım! Ne çekse izlerim, dünyanın en dandirik dizisi filmi olsun fark etmez modundayım şu an=) Bi’ de çok güzel aşık aşık bakıyor; başroldeki ablanın evli olduğunu bilmesem acaba derdim de =) Baksana;
Adam on numara gerçekten. Buraya bir sürü videosunu da koyardım da; ebelemece oynadığı sahne olsun, asansörden aşağı emrah bakışıyla bakması olsun, plastik çiçek hastalığını kabullenişi olsuun =p, süperman kıyafetini çekiştirişi olsun=) Ama neyse diziyi izleyin kendiniz görün =) Öhöm. Sang Wook övme yazısına son vereyim artık=P
Lee Min Jung desen ayrı tatlı. Gerçi epey eli maşalı bir karakteri canlandırıyor; ama onun da kendince haklı nedenleri var. Başlarda benimseyemesem de sonra cidden sevdiğim bir karakter oldu. Ki ben bu kadını seviyorum ya; dizileri filan gayet güzel oluyor. Bof’ta bile sevmiştim kendisini çoğu kişinin aksine. Kurbağa bakışlı makışlı ama çok sevimli=) Bu dizide bir tek hoşuma gitmeyen saçları oldu, allasen niye öyle bir saç? Gerçekten merak ediyorum, stilistlerine sormak isterdim çok mu düşünmüş bilmem.
Diğer oyunculardan bahsetmedim; ama stajyer erkek arkadaş rolünde Seo Kang joon da çok sevimliydi; patron kızı rolündeki abla ise resmen iticiliğin kitabını yazmış, şımarık. Ona da “We Teach You Love” filminden aşinayız. Orada iyi bir kızcağızdı burada ne olduysa artık.
Son olarak ostları çok iyiydi dizinin. Sevdiğim ostları paylaşırım genelde ama bununkileri komple paylaşmam gerekecek o da zahmetli. En sevdiğimi paylaşıyorum diğerleri de tavsiyem ama;
Sevgiler..
Bir yanıt yazın