Akmareul Boatda – I Saw The Devil
(Şeytan’ı Gördüm)
“Ölümünden sonra bile, acı çekmeni isterdim.”
Şeytanı görmeye hazır mısınız?
Eğer insan olarak aramıza karışsaydı eminim pek çok isim verebilirdiniz şahsını benzetecek; Güney Koreli yönetmen Kim Ji-Woon da şeytan bizden biri olsaydı işte tam böyle biri olurdu diye bir film çekmiş ki ne çekmiş!
Başrollerde psikopat rollerin arananı olarak ortalığa nam salmış Oldboy’un ihtiyar delikanlısı Min-Sik Choi (Kyung-chul) ve yakışıklığıyla, karizmasıyla, oyunculuğuyla ortamlarda nam salmış Byung-Hun Lee ( Dae-hoon)!
Bu ikisinin oynadığı bir film izlenmez mi dedim ve o hatayı yaptım. Hata derken filmi kötülemek babında demiyorum; bunca vahşeti midemin kaldırması çok zor oldu o mealde. Türünde müthiş bir film yoksa..
Gerilimi, iğrenmeyi, korkuyu, vahşiliği tüm bedeninizde hissediyorsunuz.
Ben vahşete alışkınım diyen bünyelere bile dokunacak türden bir vahşetten bahsediyorum…
Bitsin artık yeter diye helak eden türden bir vahşetten bahsediyorum…
Başından uyarımı yapıyorum, vahşetten etkilenebilecek olanlar cidden izlemesin. Çok hoş onlarca film var. Şeytanın başrol olduğu bir film neyinize gerek?
Hadi konuya geçelim artık. Gecenin bir körü.. Bembeyaz kar kaplı bir ortam düşün. Geceye inat, her yer bembeyaz… İnanılmaz huzur dolu.. Sonraaa bozulmuş bir araba ve arabada bir kadın. Yalnız.. Eşiyle telefonda konuşuyor, yalnızlığın neden olduğu korkuyu kısmen gidermek adına. Derken bir adam peydah oluyor. Yardım edeyim diye yaklaşıyor ve baaaam. Ve vahşetle ilk karşılaşma…
Karısının ölümünden sonra, polis olan Dae-hoon her şeyini bırakıp karısını elinden alan herifin peşine düşer. Bundan sonra av ve avcı arasındaki o müthiş kapışma başlar.. Dae-hoon; eline geçen onca fırsata rağmen Kyung-Chul’u yakalamaz. Tabiri caizse kedinin fare ile oynadığı gibi oynayarak yavaş yavaş intikamını almanın planını yapmıştır; film boyunca bu vahşet ve zeka dolu planını uygulayışını izleriz. Öyle ya; intikam soğuk yenen bir yemektir. Hem birdenbire intikam alınca ne kıymeti kalır?
Bu noktada şunu anlıyoruz; kişiler belli şartlar sonrasında şeytanlaşıyor, hani doğuştan şeytan filan deniyor ya yok öyle bir dünya! Kyung-chul’un hayat hikayesini bilemediğimizden hangi şartların kendisini bu kadar iğrenç acımasız bir seri katile dönüştürdüğünü bilemiyoruz. Ama Dae-hoon hayattaki tek değerli şeyi, hayata kendisini bağlayan yegane şeyi olan karısını kaybedince, şeytanla savaşmak için şeytan olmak gerektiğini anlıyor ve şeytanlaşıyor. Dahası ekran karşısında izlerken, misal Kyung Chul’un kafasına defalarca inen çekiç darbelerinden rahatsız olmuyorsunuz daha fazlasını diliyorsunuz. Ki bu sizin içinizde de uyandırılmayı bekleyen bir şeytanın olduğunu gösteriyor. Bunun farkına varıp dehşete düşüyorsunuz sonra. Demek ki ben de benzer şartlar altına şeytanlaşabileceğim diyorsunuz. İçindeki şeytanı “görüyorsunuz”.
Filmin sonu ise filmdeki tüm vahşeti yüze katlar nitelikte. Bir insana duyduğun nefret, öfke seni insanlıktan gerçekten çıkarabiliyor. Sonucunda nefret ettiğin kişiye zarar vermek öfkeni dindirmiyor ve onun sevdiklerine de zarar vermek, hıncını almak istiyorsun. Bu yolla nefret ettiğin adamın daha beter acı duymasını diliyorsun. Peki ya nefret ettiğin adam hiç kaybetmeyecek türde bir adamsa?
“-Saçmalamayı kes. Zaten kaybettin. Şu ana kadar benimle oynadığını sandın. Saçmalık. Ben acının ne olduğunu bilmem. Korku mu? Onu da bilmem. Benden kurtulabilmenin hiçbir yolu yok. Böylece kaybeden sen oldun. ”
“Canavarla mücadele etmek için canavar olmak gerekmez.” Bu son derece rahatsız edici filmde ise canavarlaşmayı seçen bir adamın bir canavarla mücadelesini izliyoruz. Ve empati yaptığınızda daha fazla canavarlaşabileceğinizi fark ediyorsunuz. Canavarla mücadele etmek için canavar olmak zorunludur diyorsunuz. Başka türlüsü mümkün müdür?
Oyunculukları övmemin lüzumu yok sanıyorum ki; hakikaten sağlam oyunculuklar çıkarmış ikisi de, kendilerinden beklenildiği gibi.
Sağlam bir intikam filmi izlemek istiyorsanız tavsiyemdir; intikam filmleri bol kanlı vahşet içeriyor malumunuz ama gene de uyarımı yapayım rahatsız edici sahneler ziyadesiyle mevcut. Vahşetten rahatsız olmayacağınızı düşünüyorsanız tereddütsüz izleyin.
Sevgiler..
Bir yanıt yazın